1980’lerden bu yana gelişimini sürdüren endüstri 4.0 vizyonunda, gelişen teknolojinin beraberinde gelen teknolojiler ile ürün ve hizmete kolay, hızlı ve daha düşük maliyetli ulaşılabiliyor.
Diğer endüstri devrimlerinde olduğu gibi Endüstri 4.0’da da ‘Acaba insanlar işsiz mi kalacak?’ kuşkusu oluşuyor. Geçmişten gelen makineleşme ve 4.0 süreciyle birlikte iş artık form değiştiriyor. Bu form değişimi ile birlikte birden fazla disiplini içeren yeni meslekler ortaya çıkacak.
Siparişler dijital olarak verilebilecek, ürün geliştirme ve tasarımı aşamasında müşteriler daha fazla rol alacak, müşteriye özel yapılan üretim maliyeti seri üretimden daha düşük maliyete yapılabilecek.
Üretime giren ürünün tüm yaşam döngüsü izlenebilir ve takip edilebilir olacak. Böylelikle ürün, üretim sırasında hangi aşamalardan geçeceğini biliyor olacak. Büyük veri analizi ile birlikte makinenin tükettiği enerjiye bakılarak, enerjideki dalgalanmalar ile olası makine arızları tespit edilebilecek.
Öncelikle odak alanların tespit edilmesi gerekiyor. Odak alanların tespitinin üzerine teşvik sistemleri oluşturmaya başlandığı takdirde hem kobi hem de büyük firma ölçeğinde ciddi bir rekabet avantajı oluşabilir.
3 boyutlu baskıdan tutun da nesnelerin interneti gibi kavramlara baktığımızda biri işletme inovasyonu düşük maliyetle devreye geçirebiliyor , bunu dijital pazarlama araçlarıyla sunabiliyor ve müşterinin ulaşmasını sağlayabiliyor.
Bunun temel nedenlerinden biri özellikle Türkiye’de Almanya’nın ciddi yatırımlarının olması. Bir diğer nedeni ise Türkiye’nin konumlanması ile Avrupa ve Asya’nın ortasında bir hub olmasıyla büyük bir sinerji yaratacak olması.
Dünyanın en büyük taksi işletmesine baktığımızda taksisi yok. Ya da bugün bir yazılım firmasına baktığımızda kendisi yazılım üretmiyor. Bir platform üzerinden, tedarikçilerden aslında bu yazılımı sağlıyor. Benzer şey aslında bu konuda da geçerli.
Türkiye şu anda farkındalık aşamasında. İlk adım Endüstri 4.0’ın teknolojileri nelerdir, neler fayda yaratır? Bunun içselleştirilmesi birinci adım.
Birinci adım yine farkındalıkla başlıyor. İşletmeler perspektifinden bu farkındalığa baktığımızda üç tane paydaş var: Yönetim, Şirket sahipleri, İş birimleri ve teknoloji…
Artık bizim pazara sunma süremiz, yeni teknolojilerle beraber çok hızlanıyor. Bu çok büyük bir avantaj. Yatırım maliyetiniz düşüyor. Aynı zamanda seri üretime geçtiğinizde de üretimdeki kayıplar ortadan kalkıyor.
Tahmin ettiğimizden daha fazla girdi kullanıyoruz ve bunlar çıktıya dönüştüklerinde doğaya zarar veriyor. Ama biz girdilerimizi optimum bir şekilde kullanmaya başladığımızda doğaya verdiğimiz zarar büyük ölçüde azalmış olacak.
Bir yandan ürünü veriyor olabilirsiniz ama onun üzerine yeni hizmetler verebilirsiniz, bir ekipman satıyor olabilirsiniz. Ekipmanın sahibi sizsiniz. Aslında bir sürü ekipman satıyorsunuz. Büyük bir veri demek bu. Bu büyük veriden hareketle analiz edip katma değerli servisler sunabilirsiniz müşterilerinize. Bu, oldukça önemli.
Şirketimiz Scheer GmbH üniversite kökenli, Almanya’nın önde gelen danışmanlık ve teknoloji firmalarından. Kurucumuz Profesör August-Wilhelm Scheer, Almanya’da dijital ekonominin ve Endüstri 4.0’ın öncüsü ve beyni olarak gösteriliyor. Ve tabii ki şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Biz Scheer olarak, Endüstri 4.0’ı somutlaştırıyoruz.