Nesnelerin İnterneti ve 5G Teknolojisi

Endüstri uzmanları, 5G’nin daha az gecikme sürelerine sahip daha hızlı servisler sunarak dünya çapında daha çok cihazın birbiriyle bağlantılı olacağını öngörüyor. Bu nedenle IoT ve 5G arasındaki uyumun optimum seviyede olması yeni teknolojilerin geliştirilmesinde kritik öneme sahip. Bu yazımızda 5G teknolojisinin yayıldığı sektörleri ve nesnelerin interneti arasındaki uyumu inceledik.

23

Bugün sahip olduğumuz akıllı cihazların kablolu bir bağlantı, Wi-fi erişimi ya da düşük hücresel bağlantı dışında pek bir önemi olmadığını biliyoruz. Intel'in İletişim ve Cihazlar Bölümü yöneticisi ve ikinci başkanı olan Aicha Evans, 5G teknolojisinin mevcut tüm kablosuz ağ teknolojilerini birleştireceğini, iletişimin ve cihazların dünyayla etkileşimini farklı bir yola dönüştüreceğini belirtiyor. Şu an kullandığımız çoğu iletişim aracına baktığımızda tek yönlü iletişimi kullandığını görüyoruz. Bir arama motoruna bir şey sorduğunuzda ilgili sonuçları, birini aradığınızda, aradığınız kişiyi karşınıza çıkaracak tek bir kanal açılır. 5G’nin yayılmasıyla iletişim daha esnek ve interaktif hale gelecek. Evans’a göre 2020 sonunda 50 milyar cihazın internet bağlantısı olacak. Birbiriyle bağlantıda olabilecek sistemleri düşünelim;

Trafik ışıkları, akıllı şehrin sensör sistemleri, akıllı ev aletleri, endüstriyel otomasyon sistemleri, medikal cihazlar, kişisel dronelar, robotlar ve çok daha fazlası.

Tüm bunların sağlıklı ve sürdürülebilir iletişimi için kuralları baştan yazılmış kablosuz bir ağ teknolojisi gerekiyor. Bugün dünya popülasyonunun %30 ile 40’ı bir ya da daha fazla yolla İnternet bağlantısına sahip olduğunu belirten Evans, önümüzdeki 10 ile 20 yıl içinde bu popülasyonun tümünün dahil olmasını umduklarını ekledi. Bu sonuç, aynı zamanda dev bir ağ gücünü ve veriyi de beraberinde getiriyor.

IoT ve 5G’nin Uyumu

Araştırmacılar, yakın zamanda bizi bekleyen yeni mimarilerin, teknolojilerin ve donanımların yolunun; IoT ve onun yapı taşı olacak 5G’den geçeceğini söylüyor. Lancaster University araştırmacılarından Zhiguo Ding, 4G’nin bugün için iyi bir seçim olduğunu ancak önümüzdeki beş yıl içinde gelecek olan ve çoğu IoT ile ilgili uygulamalar için yetersiz kalacağını belirtiyor. Bugün RFID, UWB, Bluetooth gibi bağlantısız sistemlere sahip IoT örnekleri, yerini kesintisiz bağlantı ve yüksek veri hızı gerektiren hale gelecek. 1G’den 4G’ye kadar kullandığımız bağlantı hizmetlerinde dikey çoklu erişim söz konusuydu. Örneğin 2G bir bağlantıda, bir saniye, çok kısa süreli zaman aralıklarına bölünüyor, o bağlantıda yer alan her kullanıcıya bir kısmı tahsis ediliyordu. Belki de en can alıcı kısmı, hiç bir kullanıcı bir başkasına tahsis edilen bağlantı kanalına erişemiyordu. Çok sayıda cihazın böyle bir bağlantıyla birbiriyle haberleşmesi pek mümkün görünmüyor. İmkansız olmasa bile her bir cihaz için ayrılan zaman aralıklarının göze alınamayacak kadar lüks ve yetersiz olacağını söylemek gerek. Bu yüzden dikey olmayan çoklu erişim mantığının geliştirilmesi üzerine bir çok araştırma yapılıyor. NOMA adı verilen bu sistem, birden çok kullanıcının aynı bant genişliği kanallarında yer alması sağlanarak daha adil bir kullanım ve daha iyi bir veri alışverişinin önünü açacak. Sistem, kullanıcılar arasında yaşanabilecek çakışmaların sebep olacağı düşük veri hızını akıllara getirebilir. Ancak IoT sistemlerine dahil olan cihazlar, birbiriyle haberleşirken kullandığı bağlantılarda düşük bant genişliğinin yeterli olduğunu gösteriyor. Örneğin kablosuz ağa sahip bir sağlık hizmetinde kalp atım hızı ölçüm monitörlerinden, biyosensörlerden ve giyilebilir cihazlardan, hastane sunucularına anlık olarak iletilen hasta verilerinin ya da sürücüsüz bir aracın gönderdiği konum bilgisi için yüksek bir bant genişliğine ihtiyaç yok.

Kablosuz bağlantı taşıyıcı firmalar, şimdiden sürdürdükleri testlerle ileriye yönelik ipuçları yakalamaya çalışıyorlar. T-Mobile, bu yıl içinde Ericsson ve Nokia ile birlikte 28 GHz bantgenişliği ile 5G denemelerini gözlemliyor.

 

5G Hangi Sektörleri Yakından İlgilendiriyor?

Washington merkezli IT araştırmaları yapan Current Analysis firmasının kablosuz ağ altyapısı analisti ve yardımcı başkanı olan Peter Jarich, depolama faaliyetleri gösteren ve üretim tesislerini yöneten şirketlerin 5G’ye yöneleceğini belirtiyor. Fabrika içindeki ürünlerin konum ve aşama bilgilerini, düşük veri hızı isteyen ve kolay yüklenebilen sanal görüntülerle daha rahat takip edilebilecek. Bu konudaki öncü örneklerden biri de geçtiğimiz yıl Qualcomm’un arttırılmış gerçeklik platformu Vuforia’yı satın alan ve Microsoft’un HoloLens ürününe destek verdiğini duyuran yazılım firması PTC. HoloLens, Vuforia desteği ile birlikte sadece oyun sektörünü değil seri üretim yapan firmaların da dikkatini çekiyor. İnşaat ekipmanları üreten Caterpillar,  PTC ile yaptığı işbirliğiyle ürünlerini kullanıma sunmadan önce HoloLens ve tablet ile kullanıcı desteği veriyor. Ürünün CAD tasarımının görselleştirilmiş halini inceleyebilen kullanıcılar, parçaları ekleyip çıkararak ürün konfigürasyonu hakkında fikir edinebiliyorlar. Ericsson firması 5G için, ağır makinelerin ve fabrika otomasyonlarının uzaktan kontrolü, tesis ve operasyon süreçlerinin gerçek zamanlı izlenmesi gibi durumları da etkin kılacağını belirtiyor. Araştırmacılar, sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik kavramları ve üretimin kesiştiği noktaya 5G’yi koyuyor.

Kaynak: biztechmagazine.com, iots-workshop.com