Toplum 5.0 felsefesi “Teknoloji toplumlar tarafından bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanmalı” görüşü üzerinde temelleniyor.
Toplum 5.0 terimi ilk kez Ocak 2016'da Japon hükümeti Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Konseyi’nde Bakanlar Kurulu tarafından “Beşinci Bilim ve Teknoloji Temel Planı”nda kullanıldı. Toplum 5.0, siber alan ve fiziksel alanın (gerçek toplumun) yüksek seviyede entegre olduğu “süper akıllı toplum” olarak tanımlanıyor.
Toplum 5.0 kavramının global çapta bilinirlik kazanması ise dünyanın en büyük teknoloji fuarlarından CeBIT’de gerçekleşti. Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen fuarın 2017 yılındaki partner ülkesi olan Japonya, fuarda Toplum 5.0 felsefesini geniş kitlelere duyurdu. CeBIT 2017 fuarında Society 5.0 (Toplum 5.0) felsefesini tanıtan Japonya başbakanı Shinzo Abe, bu yeni kavramı “Teknoloji, toplumlar tarafından bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanmalı” görüşüyle temellendirdiklerine dikkat çekti.
Japon Ekonomik Organizasyonlar Federasyonu tarafından hazırlanan çalışma, Toplum 5.0 felsefesi ışığında gelişmesi beklenen ekonomi ve sosyoloji reformunu geniş kitlelere anlatmayı amaçlıyor. Söz konusu çalışma ilk insanın doğuşundan bugüne kadar olan süreci bölümlere ayırıyor ve günümüze kadar olan süreçte toplumları Avcı Toplum (Toplum 1.0), Tarım Toplumu (Toplum 2.0), Endüstriyel Toplum (Toplum 3.0), Bilgi Toplumu (Toplum 4.0), ve Akıllı Toplum (Toplum 5.0) olarak beşe ayırıyor.
İnsanlığa odaklanmış olmasına rağmen, Toplum 5.0, ekonomik kalkınmayı dengelemek ve sosyal sorunları çözmek amacıyla, öncülüğü bilim ve teknoloji inovasyonunun üstlendiği yeni bir topluma işaret ediyor.
Toplum 5.0, bir yerde de içinde bulunduğumuz dijital dönüşüm çağına ve dördüncü endüstriyel devrime hem birey hem de toplum bazında adapte olmak için rehberlik sunuyor. Örneğin kavramın çıkış noktası olan Japonya’da, Toplum 5.0 yeterliliklerine ulaşarak çözülmesi belirlenen bazı hedefler şöyle:
• Yaşlanan dünya nüfusuna karşı çözümler geliştirmek
• Sanal dünya ile gerçek dünyanın beraber işler hale getirilmesi
• Nesnelerin İnterneti’nden toplumun çıkarları gözetilerek faydalanılması
• Çevre kirliliği ve doğal afetler için çözüm yolları üretilmesi
Çalışmada Toplum 5.0’ın geliştirilebilmesi için yıkılması gereken 5 önemli bariyer ise şöyle tanımlanıyor:
• Hukuk sistemindeki engeller
• Nesnelerin dijitalleşmesindeki bilimsel boşluklar
• Kalifiye personel eksikliği
• Sosyo-politik önyargılar
• Toplumsal direnç
Toplum 5.0 ile her şeyden önce dördüncü sanayi devriminin Nesnelerin İnterneti (IoT), büyük veri, yapay zeka, robot ve paylaşım ekonomisi gibi yeniliklerini hem farklı endüstrilere hem de sosyal hayata dahil ederek çeşitli sosyal zorlukları çözebilen bir toplum oluşturmak amaçlanıyor. Bu sayede geleceğin toplumu, yeni değer ve hizmetleri kesintisiz olarak geliştiren, insanların yaşamlarını daha uyumlu ve sürdürülebilir hale getiren bir toplum olabilir. Özetle Toplum 5.0, bir “süper akıllı” topluma işaret ediyor ve bu dönüşüme Endüstri 4.0 yani dijitalleşmenin sunduğu imkanlarla hazırlanıyor.
Bu ilişkiyi bir örnekle açıklamak gerekirse; Nesnelerin İnterneti ile toplanan büyük veri, yapay zeka tarafından yeni bir zeka türüne dönüştürülerek toplumun her köşesine ulaştırılacak. Yani Toplum 5.0’ın ilerlemesi ve gelişmesi ile ürünlerin ve hizmetlerin talep edenlere ihtiyaç duyulduğu miktarda ve zamanda ulaştırılacak olması, daha konforlu ve sürdürülebilir bir yaşam şeklini getirecek.
Ve tıpkı Endüstri 4.0 gibi Toplum 5.0’ın da dünyamıza önemli değişimler getirmesi bekleniyor. Bu değişimden öncelikle etkilenmesi beklenen sektörler, bu sektörlerde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri ise şöyle:
Sağlık Sektörü
Böylece farklı hastanelerde dağınık halde bulunan tıbbi verilerin birleştirilmesi ve paylaşılması, veriye dayalı daha etkili bir tedaviyi mümkün kılar. Uzaktan tıbbi bakım sayesinde yaşlı kişiler hastaneleri sık sık ziyaret etmek zorunda kalmaz. Ayrıca, evdeyken bile kalp atış hızı gibi sağlık verileri ölçülebilir, böylece sağlıklı yaşam ömrünü uzatmanın yolları bulunabilir.
Mobilite
Nüfusun az olduğu bölgelerde yaşayanlar için toplu taşımanın çok sınırlı olması nedeniyle alışverişe çıkmak veya hastaneye gitmek zor olabiliyor. Ancak otonom araçlar, o bölgenin sakinleri için seyahati kolaylaştırırken, drone’lar da daha kolay bir şekilde teslimat yapılmasını sağlayabilir ve böylece e-ticaret sitelerinin veya kargo şirketlerinin dağıtım elemanlarının sayısının az olması sorun olmaktan çıkar.
Altyapı
Bilgi ve İletişim Teknolojileri (ICT), robotlar ve uzmanlık gerektiren inceleme ve bakım sistemleri için sensörler içeren yeni teknolojiler kullanılarak, onarım gerektiren yerlerde erken tespit ve teşhis yapılabilir. Bu sayede beklenmedik kazalar en aza indirilir, onarımda harcanan süre azaltılır, aynı zamanda güvenlik ve üretkenlik artar.
Finansal Teknoloji
Yurtdışına havale yapmak, harcanan zaman ve bankaya ödenen ücretler nedeniyle zahmetli bir süreç. Ancak blockchain teknolojisi küresel işlemlerde güvenliği sağlarken zaman ve maliyet tasarrufu da sunuyor.
Sonuç olarak her türlü nesnenin, insanın ve kavramın veri aracılığıyla birbirine bağlanacağı bir dönem olan Toplum 5.0 hızla yaklaşıyor. Süper akıllı toplum olarak tanımlanan Toplum 5.0’dan beklenen ise dijitalleşmeden sonuna kadar faydalanarak hayata rahatlık, kolaylık ve değer katan yenilikler sunmak. Toplum 5.0, bu yönüyle Siemens’in “Yaşam için Yenilikçi Zeka” yaklaşımı ile de birebir örtüşüyor.
Hem Endüstri 4,0, hem de Topum 5.0’a hızla ilerlerken bu süreçte dikkat gerektiren konuların başında ise güvenlik ve adaptasyon geliyor. Siber güvenliğin sağlanması, sorunları teknoloji ve veri kullanarak çözen bir topluma dönüşmek için şüphesiz ki çok önemli. Bununla birlikte Toplum 5.0’ı oluşturan bireylerin bu değişime adapte olması ve bu dönüşümün sunduğu avantajlardan iyi bir şekilde faydalanabilmesi için dijitalizasyona yönelik bilgi ve becerilerini geliştirmesi bekleniyor.