Mobil uygulamalar, akıllı cihazlar, biyosensörler, giyilebilir cihazlar, ev sanal asistanları, blockchain tabanlı elektronik tıbbi kayıt sistemleri, veri analizleri gibi birçok teknoloji sağlık hizmetleri alanında yeni bir dönemi başlatıyor. Bu yazımızda, sağlık hizmetlerinin dijitalleşmesini gösteren 5 IoT (Nesnelerin İnterneti) çözümünü derledik.
Sensörlerin mobil cihazlara bağlanması ile birlikte, çeşitli parametreler doğru bir şekilde okunup, yorumlanarak tıp merkezlerine iletilebiliyor. Grand View Research Inc. tarafından hazırlanan bir rapora göre, sağlık sektöründe IoT'nin 2022 yılına kadar yaklaşık 409,9 milyar dolarlık hacme ulaşması bekleniyor. Technavio'nun pazar araştırması analistleri, sağlık sektöründeki küresel IoT pazarının 2020'ye kadar yaklaşık yüzde 37'lik bir CAGR (Bileşik Yıllık Büyüme) göstermesini bekliyor.
Şu anda, bronşiyal astımı tedavi etmek için akıllı inhaler, diyabet mellitus (şeker hastalığı) için şırınga kalem ve akıllı haplar geliştirilme - piyasaya sürülme aşamasında.
Şu anda biyosensörler, sağlıkta dijital dönüşümünün en önemli uygulamaları arasında yer alıyor. Tıbbi bir bilgiyi kablosuz ağ üzerinden mobil ve web uygulamalarına aktaran çok çeşitli biyosensörler mevcut. Bu sayede sağlık hizmeti sağlayıcıları, hastane duvarlarının dışında da hasta tedavisini kontrol etme ve sağlık durumunu izleme imkanına sahip oluyor.
Biyosensörler ayrıca, tüm fiziksel aktiviteleri, uyku ve genel sağlık durumu hakkında verileri toplayarak günlük yaşamlarında kullanıcılara yardımcı olabiliyor. Örneğin; kullanıcıların glikoz seviyelerini, arter basıncını, kalp atış hızını, oksijen seviyesini, nabzını, kan alkol düzeyini ve uyarı yapan kullanıcıları ölçmelerine olanak sağlıyor.
Siyosensör uygulamalarındaki en önemli özellik ise bu verilerin gerçek zamanlı sağlanabiliyor olması. Bu sayede sağlık hizmeti sağlayıcıları, hasta durumunu anlık olarak takip edebilmekteler.
Hastalar için geliştirilmiş online hizmetler, hasta memnuniyetini sağlamanın yanı sıra hastane çalışanlarına da büyük kolaylıklar sağlıyor.
Örneğin; hastaların doktorlara ve uzmanlara çevrimiçi olarak danışması, test ve laboratuvar sonuçlarını kontrol etmesi, ödemeleri kolayca yapması, diğer hastalarla iletişim kurabilmesi, sağlıklı yaşam için tavsiyeler alabilmeleri ve randevuların online olması, hastaların hizmetlerden daha kolay yararlanmasını sağlıyor. Ayrıca bu sayede, rutin işlemlerde hastane çalışanlarına düşen görev yükü de azalıyor.
Bankacılık ve finansmanda, kripto paralar ile tanıdığımız blockchain teknolojisi, birçok sektörü etkisine almaya devam ediyor. Son zamanlarda üretim ve nakliye işlemlerinde kullanılmaya başlanan blockchain, sağlık sektöründe de aktif olmaya başlıyor.
Güvenli veri depolama, korunan işlemler, sağlık kurumları arasında güvenli veri alışverişi, değişmez veri kaydı ve şeffaf veri akışı, blockchain entegrasyonunun başlıca avantajları arasında yer alıyor.
Estonya’daki eHealth Foundation and Guardtime şirketi, Blockchain tabanlı bir sistem için ortaklık kurdu. Bu sistem ile tıbbi kayıtların güvence altına alınması hedefleniyor.
MedRec isimli başka bir projede ise Ethereum akıllı sözleşmeleri uygulanıyor. Bu sayede, sağlık veri erişimi için imzasız kimlik doğrulaması yapılabiliyor. Blockchain ile sağlık izleme ve sağlık yönetimi alanında yeni bir çağa giriyoruz.
Bu yazı Bezelye Dergi'sinin 5. sayısında yayımlanmıştır.
Kaynak:
►grandviewresearch
►fda.gov
►smartym.pro
►iotforall