Nesnelerin interneti kelimenin tam anlamıyla alanında harikalar yaratıyor. İstiridye çiftçileri ve yetiştiricileri verimlerini artırmak ve çiftlikten-masaya gıda zincirinin tamamının daha sürdürülebilir olmasını sağlayabilmek için nesnelerin internetinden faydalanıyor.
McKinsey Global Institute tarafından yapılan son araştırmalar, tarım sektörünün diğer sektörlere kıyasla çok düşük dijital penetrasyon oranına sahip olduğunu gösteriyor. Üretkenlikte ve yeni hizmetlerin eklenmesinde geri kalan tarım sektörü, Endüstri 4.0’ın çözümlerinden nesnelerin interneti, yapay zeka gibi teknolojiler ile dijital dönüşümde yeni bir çağa giriyor.
İstiridyeler, deniz suyundaki besinleri süzerek beslenmektedir. Dolayısıyla denizdeki kirlilikten direkt olarak etkilenmektedirler. Özellikle şiddetli yağmurlu havalarda potansiyel kirleticilerin de denize ulaşması ile istiridye üreticileri ciddi boyutlarda zarara uğramaktadır. Büyük istiridye çiftçileri için şiddetli yağmur yağışı milyon dolarlık kayıplara neden olabilmektedir. Tarımda olduğu gibi balıkçılıkta da bu tip kayıpların önüne geçebilmek ve verimliğin artmasını sağlamak için teknolojiden yararlanılması gerekiyor. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak su kalitesinin durumunu daha iyi değerlendirmek için The Yield tarafından nesnelerin interneti odaklı yeni bir çözüm geliştirildi.
Tasmanian deniz çiftçileri yılda yaklaşık 36 milyon istiridye topluyor. Ancak yoğun yağışlı havalarda hasatları % 30 seviyelerinde kayba uğruyor. The Yield'in “İstiridyelerin İnterneti” olarak da adlandırdığı proje Microsoft'un Azure IoT Suite tarafından desteklendi. Geliştirilen sistem ile istiridyelerin etrafındaki su kalitesi izlenebiliyor ve Microsoft'un Azure bulut platformunda veriler depolanabiliyor. Daha sonra ise makine öğrenimi ve gelişmiş analizler, istiridye üreticilerine ve düzenleyicilere gerçek zamanlı gösterge tabloları aracılığıyla veri temelli tahminler sunuyor. İklim değişikliğinin getirdiği havadaki ve diğer parametrelerdeki belirsizlikler ile mücadele eden sistem, oldukça başarıyla uygulanarak istiridye çiftçileri için verimlilik artışı sağlandı.
Daha önce meyve sebze ürünlerinde uygulanmaya başlanan nesnelerin internetine dayalı sensörler, hava durumlarını izleyerek çiftçilerin ne zaman sulama, ne zaman hasat yapması gerektiği hakkında bilgi vermekteydi. Deniz ürünleri için uyarlanan bu teknoloji ilk olma özelliği taşıyor.
Geliştiriciler verim artışını sağlayan bu teknolojilerin kullanımının iki amacı olduğunu belirtiyor; gezegeni yaşanabilir şekliyle korumak ve üreticilerin emeklerinin karşılığını alabilmesini sağlamak.
The Yield'in kurucusu ve CEO'su Ros Harvey, istiridyelerin interneti ile gezegeni yok etmeden nasıl besleyeceğimize yönelik örnek oluyor. Artan nüfusun gıda talebini karşılayabilmek için 2050 yılına kadar gıda üretimini % 70 oranında artırmamız gerekiyor. Ancak nüfus artışı beraberinde tarım alanlarının ve doğal kaynakların azalmasını getiriyor. Dolayısıyla gelecekte yaşanması muhtemel gıda kıtlığının önüne geçebilmek için birim alandan elde edilen verimi artırmak, yani üretimde teknolojiden yararlanmak gerekiyor.
25x25 kilometrelik bir alan içerisinde mikro iklim koşullarının tahmini, ne zaman ekip biçeceğini, hasatlandıracağını, sulayacağını, besleyip koruyacağını belirterek çiftçilere yardımcı oluyor.
Bu konuda ayrıntılı bilgi için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz;
Bosch ile ortaklaşa geliştirilen istiridye çiftçiliği uygulamasında, ağız içi sensörlerden gelen veriler bir Intel ağ geçidi üzerinden Bosch ProSyst yazılımına aktarılıyor. Bu veriler daha sonra Microsoft'un Azure bulutundaki ulusal hava durumu verileriyle birlikte Microsoft'un IoT merkezine yerleştiriliyor. Çevresel veriler ve neredeyse gerçek zamanlı sensör verileri bir araya getirilerek istiridye üreticilerine sunuluyor. Böylelikle iki veri bilgisi temel alınarak daha hızlı karar verilmesi sağlanıyor. Ayrıca uygulamadaki zengileştirilmiş tablo gösterimi şık bir tasarım da sağlıyor.
İstiridye çiftliklerini tahrip edebilen POMS virüsü riskini değerlendirmek için sudaki tuz ve sıcaklık değerlerinin bilinmesi gerekiyor. The Yield ile bu verilere anlık olarak ulaşılarak ve gelecek hakkında tahminde bulunularak POMS virüsüne karşı önlem alınabiliyor. Ayrıca istiridye çifçilerinin hava durumuna göre hasata çıkıyor olmaları da maliyetleri düşürerek elde ettikleri verimde artış sağlıyor. Araştırmacılar, gelecekte daha fazla veri toplayarak hangi yosunların ve alglerin istirdye büyümesini olumlu etkilediğini veya hangilerinin POMS virüsü vektörü gibi davrandığını belirleyebilmeyi umuyor.
Kaynak:
►blog-bosch
►microsoft