Daha önce “Endüstri 4.0 ve Kişiselleştirilmiş Üreticiler” yazımın bir kısmında girişimcilik alanının büyüyeceğini ifade etmiştim. Bu yazıda ise girişimcilik ekosisteminin dijitalleşmeyle neden ve nasıl büyüyeceğiyle ilgili biraz daha detaylı bilgi vermeye çalışacağım.
Girişim, Girişimci, Girişimcilik gibi kavramlar; girişimcilik ekosisteminde ve teknoloji haberlerinde en çok okuduğumuz ve karşılaştığımız kavramlar. Fakat size bir girişimcinin veya adayının başarılı olabilmesi için daha önemli bir kavramdan bahsedeceğim: Giriş!
“En uzun yoIcuIukIara biIe; ufak bir adımIa başIanır.” - Laotse
“Bir işe girişmek için iyi bir gerekçemiz yoksa ona başIamak için iyi bir neden var demektir.” - W. Scott
“BaşIamak için şartIarın mükemmeI oImasını bekIemeyin. ŞartIarı mükemmeIIeştiren başIangıcın kendisidir.” - AIan Cohen
“BaşIayan her şey biter.” - Seneca
Girişimcilikle ilgili çok sayıda etkili söz, kitap, makale ve motivasyon kaynağı bulabilirsiniz. Fakat Silikon Vadisi’ne giden, Türkiye’nin en etkin iki girişimcisinden öğrendiğim ve üzerinde çok düşünüp araştırma yaptığım o kavramı iş ve eğitim hayatımda önemli bir yerde konumlandırdım: Giriş!
Bir işe girişmek ve her gün ilk günün motivasyonuyla işimize tekrar başlamak yeni dijital sanayi için büyük önem taşıyor. Peki neden sürekli girişmek gerekiyor? Yeni dijital ekonomiyle pazar çok hızlı değişiyor. İşletmeler bu pazara uyum sağlamak için esnek olmalılar ve her gün yeniden işe girişmek zorundalar. Çünkü dijitalleşmenin temeli sürdürebilirlik, çeşitlilik, değişim ve dönüşümdür.
Klasik girişimcilikte; danışmanlar girişimcilere her zaman uzun vadeli zirve hedefler belirler.
► Danışman bu hedefi hangi stratejilere göre belirliyor?
► Hedefi konumlandıran girişimcinin kendisi bile olsa bu hedef doğru mu?
► Girişimcilikte zirve hedef stratejisi mi? Pazara ve müşterilere göre kısa vadeli esnek hedefler mi?
Dijital girişimcilikte ise pazarın durumu, rakiplerin izlenmesi ve müşterilerden gelen anlık bilgilere göre hedefler bir sonraki adım olarak belirlenir. Uzun vadeli zirvede bir hedef belirlenmiş olsa bile, daha önemlisi öğrenen kitle kriterleri ile kısa vadeli hedeflere odaklanmaktır.
Motivasyon > İş Fikri > Çalışma Programı > Ön Değerlendirme > Yapılabilirlik Araştırması > İş Planı > İşi Kur > İşi Geliştir
Giriş > Motivasyon > İş Fikri > Çalışma Programı > Ön Değerlendirme > Yapılabilirlik Araştırması > İş Planı > İşi Kur > İşi Geliştir > Sürdürebilirlik > Çeşitlilik > Değişim/Dönüşüm > İşletmelerde Ölüm Katılığı (Rigor Mortis) Savunma Mekanizması Yeteneğini Geliştir > Öğrenen Örgüt Ol > Her Gün Yeniden Başla
Klasik girişimcinin zirve hedef kararı olumsuz sonuçlanabilir. Çünkü çok fazla popülist olmak gerçek çalışmayı gölgede bırakabilir, kazanılması hedeflenen kazanç hayal kırıklığı olabilir veya girişim ölüm katılığıyla sonuçlanabilir. Gelecekte çok fazla işletme kapanacak ve yeni girişimler ile yenileri doğacak.
Dijital girişimci ise hedeflerini her zaman kısa ve veriye dayalı, popülist değil networking odaklı, kazancını sayısal sonuçlarla değil önce ülkesine değer katma ve global marka olma düşüncesiyle gerçekleştiren kişidir. Yukarıda gördüğünüz yol haritasında olduğu gibi dijital girişimci sürekli ve yeniden işe girişen kişidir. Bunun sebebi,
► Dijital sanayi şeffaftır.
► Dijital ekonomi hızla değişebilir.
► Müşteriler kişiselleştirilmiş ürünler talep eder.
► Dijital sanayi işletmelerin her zaman dönüşüme açık ve hazır olmalarını ister.
► Ürün ve hizmetler izlenebilir olmalı, işletmelerde tüm kararlar değişebilir olmalıdır.
► Dijital sanayide ürün ve hizmetlerin pazar çıkış hızı yüksek olmalıdır.
► Dijital sanayide işletmeler üretimde ve stratejik kararlarda daha esnek olmalıdır.
► Dijital sanayide verimlilik kavramı artık işletmelerin üretim hedeflerine değil, global olarak çevre duyarlılığına işaret eder. İşletmelerin tüm hedeflerinde, verimlilikte olduğu gibi çevre odaklı stratejiler yer aldığından pazar, dijital girişimciler tarafından sürekli analiz edilerek kısa vadeli çalışılmalıdır.
Zirve başarı değildir! Plansız bir hırs duygusudur.
Her devletin, milletin, ülkenin, kişinin, kurumun veya bir ürünün tarihçesi var. Ürün ve hizmet için belki de en önemli konuların başında tarihçe gelir. Tercih ve son kararımızı verirken tarihçeyi önemsiyoruz. Peki girişimcilik tarihçesini?
Girişimcilik tarihi son 15 yılda hızla hayatımıza giren sosyal medya projelerinden ibaret değildir. Günümüzde gençlere girişimciliği sorduğumuzda akıllarına sadece sosyal medya tabanlı projeler geliyor. Hayır!
Bir işe giriştiğimiz ülke, millet ve çevre için faydalı her ürün veya hizmet bir girişimdir. Bu girişimin katma değeri ölçülebilir. Fakat girişimcilik kariyeri; ulaşılması çok zor ve milyon dolar kazanılmadan, popülist olmadan da başarılabilen, kısacası bir işe girişmekten başka birşey değil.
Girişimcilik tarihçesi insanlık tarihiyle beraber başlamıştır. Dolayısıyla insandan sonra en eski tarihçe girişimciliğe aittir. İnternet teknolojisiylegirişimciliği tanımlamak ve sosyal medya tabanlı projeler üretmeye çalışmak artık gerilerde kaldı. Günümüzde girişimcilik kavramını dijitalleşme ile birleştirdiğimizde ortaya harika fırsatlar ve kaynaklar çıkıyor. Ülkenin ihtiyacı olan, global marka olabilecek, milletimize ve tüm insanlığa faydalı olabilecek bir girişimi hayata geçirmekle birlikte düşünmeniz gereken bir konu var. Digital Twin (Dijital İkiz) teknolojisi!
Digital Twin, özellikle Product Digital Twin ve Production Digital Twin, Endüstri 4.0 ile son yıllarda hızla gelişen teknolojiler arasında yer alıyor. Bu teknolojiler ürünlerin ve hizmetlerin hızla dijitalleştiği günümüzde girişimcilik için önemli rolü olan,çok değerli fırsatlar sunuyor.
Girişimciler hayal ettikleri ürünleri veya hizmetleri digital twin teknolojisi ile analiz edebilir, tüm yararlı ve zararlı noktaları önceden görebilir, bu teknolojiyi, tasarımdan son kullanıcıya ulaşma aşamasına kadar tüm ürün ve üretim döngüsünde kullanabilir. Klasik yaklaşımlarda kullanılan anket toplama ve analiz etme yöntemi yerine, veri ve müşteri deneyimi odaklı bilgilerle girişimlerini tasarlayabilir, geliştirebilir ve sürdürebilir kılabilirler.
Dijitalleşmenin alt teknolojileriyle birlikte, dünya nüfusu ve akıllı telefon kullanan 5 milyardan fazla insanın bulunduğu dijital profiller unutulmamalı! İşletmelerin strateji ve pazarlama faaliyetlerinin tüm proseslerinin dijitalleştiği, sosyal medya kanallarının ticari tarafının hızla büyüdüğü, fiziki dünyanın her metrekaresinde bir sensörün olduğu ve bu sensörlerin kişi odaklı veriler ürettikleri, üretilen bu verilerin işlenebilir şekilde depolandığı, kısaca Endüstri 4.0 ve dijitalleşme ile siber-fiziksel teknolojinin, fiziki dünyamızın içinde yeni bir dijital dünya meydana getirdiğini düşünürsek, girişimcilik alanının ne kadar çok büyüdüğünü görebiliriz. Sonuçta bu teknolojilerle milyonlarca veriye ulaşabilir ve onları anlamlandırabiliriz. Nesnelerin interneti teknolojisi ile sayıları hızla artan dijital nesnelerin ürettiği veriler şu an sadece uyuyorlar. Uyuyan bu verileri uyandırmak dijital girişimcilerin görevidir.
Unutmayın; dijital dünya fikir üretilmesi için bir girişimciye iki kat daha fazla kaynak ve milyonlarca açık veriyi ücretsiz sunuyor.
Dijital dönüşüm işletmelerde hızla değişim gösteriyor. İşletmelerde ne değişiyor? Girişimcilik için neler yapılıyor?
► Dijitalleşme kapalı işletmeleri açık işletmelere dönüştürüyor.
► Dijitalleşme nitelikli insan gücüne ihtiyacı arttırdığından eğitim programları yaygınlaşıyor veya arttırılıyor.
► Dijitalleşmenin şeffaflık ve izlenebilirlik temeli sebebiyle işletmelerin karar ve hedefleri daha açık.
► Dijitalleşme verimlilik, çeşitlilik ve sürdürebilirliliği hedeflediğinden işletmeler, sürekli öğrenmeli, değişmeli ve her alanda dönüşüme karşı esnek olmalı.
► Dijitalleşmeyle pazarda rekabet artıyor. Kurumsal firmaların rekabet alanlarına KOBİ ve mikro işletmeler de girebiliyor.
► Dijitalleşmeyle pazarda liderlik değil, esneklik ve kişiselleştirilmiş üretim öne çıkıyor.
► Ürün ve hizmetlerin dijital olması alınacak tüm kararların global olması gerekliliğini artırıyor.
Klasik üretim yaklaşımlarında Endüstri 1.0’dan Endüstri 4.0’a kadar her zaman kişilerin tek alanda uzmanlaştığı, seri, basit ve çok sayıda adımdan oluşan, çok fazla fonksiyonu olmayan ürünlerle üretim yapılan prosesler mevcuttu. Sadece başarılı bir üretim departmanı olan bir işletme lider konumdaydı. Endüstri 4.0’a kadar işletmeler üretimin yanına yeni departmanlar, yeni uzmanlıklar, iş dünyasında yeni meslekler, yeni müşteri deneyimleri, talep ve arz değişimiyle evrim geçirdi. Eğitim müfredatı kişilerde departmanlara evrilen fabrikalara göre insan gücü yetiştirdi. Günümüzde hala tek bir alanda uzmanlık anlayışı ile üretim ekonomisi devam ediyor. Fakat Endüstri 4.0 ve Dijital Dönüşüm gereklilik olarak tüm çalışanların birer girişimci gibi düşünmesini istiyor. Bu kas gücünden bilgi gücüne geçişin en önemli örneklerinden biridir.
Günümüzde girişimci ruhu taşıyanlardan beklenen, sadece kendi start-up projelerine odaklanmaları değil. Aynı zamanda dijital sanayi ve insan refahı için yeni meslekler ortaya çıkarmaları, yeni iş tanımları belirlelemeleri veri ve bilgi temelli işlerde daha esnek ve daha sağlıklı koşullarda çalışma hayatı oluşturmaları, sadece tüketen değil üretim ekonomisini meydana getirmek için yeni fikirler üretmeleridir. İstihdam üretmek!
Dijital dönüşüm; girişimcilik alanını genişletirken, dijital sanayi ve iş dünyasında her çalışanın girişimci olmasını sağlıyor. Bu yüzden kamu ve özel sektörde girişimcilik için bütçeler ayrılmaya, bu alanda çalışanlar eğitimle desteklenmeye, yeniden dijital sanayiyi tasarlamak için bir fırsat sunulmaya başlandı. Bu fırsatlar her geçen gün hızla artarak devam edecek.
Geçen ay bir etkinlikte bir araya geldiğim Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis‘e Siemens Türkiye’nin kurumsal girişimcilik hakkındaki planlarını sordum. Hüseyin Gelis şunları aktardı: “Siemens olarak, çalışanlarımızın şirketimizin stratejik kararları doğrultusunda, ürün ve hizmetlerimizle yakından ilgili olan, dijitalleşme temelli, teknoloji ve yazılım odaklı, global fayda sağlayacak, yenilikçi, çevreye duyarlı, esnekliğin ve verimliliğin ön planda olduğu start-up fikirlerini desteklemeye önem veriyoruz. Bu kriterlere göre seçtiğimiz değerli girişimlere yatırımcı olarak ortak olmayı taahhüt ediyoruz. Onlara maddi desteğin yanı sıra, eğitim, danışmanlık, iletişim ve liderlik gibi alanlarda da destek oluyoruz.”
İşte Sayın Hüseyin Gelis’in bu ifadeleri bana, geleceğin iş dünyasını tasarlayacak ve yeni meslekleri bulacak kişilerin bu girişimci bireyler olacağını bir kez daha düşündürdü.
Dijitalleşme ile ilk akla gelen ve en çok sorulan istihdam sorusu üzerine “Endüstri 4.0’da İnsan, Robot ve İstihdam” konusunda bir yazı yazmıştım. Herkes istihdam probleminin olmayacağını, yeni iş tanımlarının ve yeni mesleklerin geleceğini yazdı, anlattı. Peki bu yeni meslekleri kim getirecek? Bu konuda yeni mesleklerin geleceği için daha somut adımlar atabilmek adına geleceği “Dijital Girişimciler”in tasarlayacağını düşünüyorum. Gelecek için daha fazla kamu ve kurumsal işletmenin, hatta KOBİ ve mikro işletmelerin, çalışanlarına girişimcilik alanında fırsatlar sunma sorumluluğu artıyor. Maddi destek veremeyen kurum veya işletmelerin eğitim, danışmanlık, networking, yetenek ve tecrübe gibi alanlarda çalışanlarını desteklemeleri önemli bir adım olacak.
Girişimcilikte ilk sorun, yatırım maliyeti ve yatırımcı bulmak olarak görülüyor. Fakat globalde olan ihtiyacı veya ülkesinin ithalat-ihracat rakamlarına göre, AR_GE ve inovatif fikirleri start-up fikirlerine dönüştürenler yatırımcı ve istediği yatırım maliyetini kesinlikle bulacak. Çünkü yatırımcılar farklı fikirlerin gelmediğini söylüyor.
Fikirlerinizi doğru kişilerle paylaşmaktan kaçınmayın! Çünkü aynı fikri sizinle beraber düşünenlerin sayısı tahmininizden çok daha fazla. Başarı, fikrin hayata geçirilmesidir, fikrin hayal edilmesi değil!
Hayata geçirilen fikirle sadece bir adım önde olabilirsiniz. Ama sürdürebilir olmak için dijital girişimci olmalısınız!